27 Şubat 2009 Cuma

NEKROPOL (1. Kuzey Açması)

Enez’de, bu günkü spor tesisleri ile Taşaltı Gölü (Eski Çağ’da Taşaltı limanı) arasında, doğu batı yönünde uzanan taş döşemeli yol yer alır. Bir kolu doğuya, Keşan yönüne uzanan bu yolun diğer kolu ise, kuzeye yönelerek, Enez’in yaklaşık 35 km kuzeyinden geçen ve doğu-batı yönünde uzanan Via Egnatia ile birleşir (Başaran 1999a, 347). Eski Çağ’da Enez’e ulaşan tek karayolu olan bu yol, Taşaltı yamacı boyunca uzanan mezarların ve mezar anıtların önünden geçtikten sonra şehrin içine girer (Bu kesim henüz ortaya çıkartılamamıştır). Mezarlıklar Eski Çağ’ın kentlerinde genellikle kentin girişinde ve yolun yanında olurdu. Böylece kente gelenler, görkemli anıt ve mezarları görür ve selamlardı
Taşaltı yamacı dikey eğimli olup yaklaşık 30 m yükseklik gösterir. Nekropol, bu yamacın en alt kesiminde kuzey güney yönünde uzanmaktadır.    
Nekropolde, yamacın eğimi nedeni ile 7 m’lik toprak dolgusu içinde üst üste gelen çoğu kez 3, seyrek olarak da 4 gömü tabakası saptanmıştır. 
  
Ön sırasında görkemli anıtlar, podyumlu lahitler, doğuya bakan ön yüzlerinde mermer kabartmalar bulunan lahitler yer alır. Bu güzel eserler arasında en ilgi çekici olanı, dört basamaklı bir kaide üzerinde yükselen anıt göze çarpar. Yapımında kullanılan mimari teknikler ve süsleme öğeleri olan aslan ayaklar ile stilize sarmal dal motifler, anıtta Hellenistik Çağ’ın kendine özgü karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır.
   
Nekropolün kuzey tarafında kaide kısmı 2.10 x 2.40 m, üst kısımları ise, 1.70 x 2.00 m boyutlarında yapılmış başka bir anıt yer alır. Ölçülerinden de anlaşıldığı üzere yukarı doğru orantılı olarak daralan anıtın yüksekliği 2.30 m dir. Dış yüzü üzerinde in situ olarak ele geçen kalıntılardan anlaşıldığına göre anıt, renkli ince mermer levhalarla kaplanmıştı. Anıtı oluşturan blok taşların bağlantısı harç yerine kurşun kenetler kullanılarak yapılmıştır.
Erken Hellenistik Çağ’a tarihlenen bu görkemli anıtlar arasında ve temel seviyesinde Roma Çağ’ına tarihlenen lahitler ile kiremit kapaklı mezarlar yer almaktadır. Lahitler yerli kalker taşından yapılmış olup, üzerlerini semerdam biçimli iki veya üç taş kapak kapatmaktadır.Lahitlerin içinde genellikle bir, seyrek olarak da iki iskelet bulunmaktadır (Fig.6). kiremit mezarlar ise, yanlarda ikişer olmak üzere karşılıklı yerleştirilmiş dört kiremitten oluşur. Beşik çatı biçiminde yapılan bu mezarların içinde lahitlerde olduğu gibi bir veya iki kişi gömülmüştür. Mezarlarda kullanılan kiremitlerin genişlikleri 40-55 cm, uzunlukları ise OO- 85 cm arasında değişmektedir. kiremitlerin üzerinde üretildikleri atölyenin amblemi yer alır.
Aynı gömü tabakasında ölüyü yakarak gömme (kremasyon) geleneğinin varlığını gösteren kanıtlar ele geçmiştir. 
       
Bu uygulamada ölü yakıldıktan sonra, arta kalan kül, kemikler, hediyeler toplanarak urne adı verilen bir çömleğe doldurulur ve ağzı kapatılarak bir çukura yerleştirilirdi. Urne olarak kullanılan çömlekler, genelde bir testi (amfora), hydria veya küp gibi derin kaplardan oluşurdu (Erzen-Başaran 1991, 56 vd. Res.16-17). 
   
Tabakadaki gömütlerden ele geçen hediyelerin başında, cam ve pişmiş topraktan yapılmış unguentariumlar (koku şişeleri), laginoslar, pişmiş toprak heykelcik çeşitleri, Pişmiş toprak kabartmalı levhalar, takılar, çeşitli tabak tipleri, tek kulplu ya da kulpsuz maşrapalar ve tıb aletleri, takılar gibi eserler sayılabilir (Fig.7). Ayrıca, maşrapalar ile oturur durumda veya ayakta betimlenmiş pişmiş toprak heykelcikler, nekropolde çok yoğun biçimde kullanılmıştır. 
nez’in dışındaki yerleşim alanlarında seyrek olarak karşımıza çıkan ya da, hiç rastlanmayan söz konusu maşrapa ve heykelciklerin, Enez’de üretilmiş olmaları büyük bir olasılıktır. Eserlerle birlikte bulunan sikkeler ve başka yerleşim alanlarında bulunmuş olup da kesin tarihi yapılmış diğer buluntu örnekleri, Enez Nekropolü 3. gömü tabakasının M. C). 1. yüzyılın 2. yarısı ile M. S. 1. yüzyılın 1. yarısına ait olduğunu göstermektedir. Enez’de 3. gömü tabakasında ele geçen bu örneklerin benzerlerine, başta Aiolia ve Troas Bölgeleri olmak üzere, Bergama’da ayrıca Atina Agorası Batı Yamacı keramikleri arasında, Tarsus ve Antalya’da yaygın olarak bulunmuştur”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski Enez 1908-1911

Kim tarafından çekildiğini bilmediğimiz bu fotograflar, üzerlerine yazılmış çeşitli notlardan anlaşıldığı üzere 1908-1911 yıllarını kapsamaktadır. Fotografların çogunluğu, zamanında Çavuş Köy'de bulunan Manastıra aittir. Bize, Enez'in Eski belediye Başkanı Şevket Kurt tarafından 4 sene kadar önce bir cd ye kayıtlı olarak verilmişti. Daha sonra Enez'in eskilerinden Belkıs Esencan'ın internet sayfasında aynı fotograflarla karşılaştım. Konusu Enez olan bir siteye yakışacağını ve belkide bu fotografların yeni birtakım konuları açacağını düşünerek buraya koyuyorum. Üzerlerindeki yazıların tercümeleri çok işe yarardı aslında.